ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı, Jackson Hole toplantısının önüne geçti ve intikam savaşına dönüştü. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerinin merkez bankacılarının katıldığı toplantı, yükselen ticaret savaşının etkisiyle değerlendirilemeyecek bir noktaya taşındı. Pekin ve Washington’un karşılıklı hamleleri, ticaret savaşını uzlaşma ortamından oldukça uzaklaştırdı.
Gayrisafi yurtiçi hasılaya göre 2010 yılından beri dünyanın en büyük ekonomisine sahip ABD ve Çin arasında uzun süredir ticaret savaşı yaşanıyor. İki ülke arasındaki savaş diğer dünya ülkelerini de etkiliyor. Göreve geldiğinden bu yana ticaret savaşlarından korkmadığını, bunun ülkesinin yararına olacağını savunan ve bu yönde bir tutum sergileyen ABD Başkanı Donald Trump ucuza mal edilen ürünlerin fikir ve tasarımı konusunda Çin’i hırsızlıkla suçluyor. ABD’nin Çin ile yaşadığı ticaretteki bu dengesizliğin ülkedeki üretim sektörüne ve dolayısıyla istihdama zarar verdiğini savunuyor. Son bir senedir Çin’den ithal edilen 800’den fazla ürüne yönelik yeni vergiler getiren Trump’ın son olarak mayıs ayında ‘ulusal güvenlik’ gerekçesiyle Huawei’i kara listeye alması krizi iyice ateşledi. Washington ile Pekin arasındaki savaş Fed Başkanı Powell’ın Jackson Hole toplantısının ardından yeni bir boyut kazandı ve iki ülke arasında intikam savaşına dönüştü.
Yükselen ticaret savaşı, Jackson Hole toplantısının ve G7 Zirvesi’nin önüne geçerken yatırımcıların, merkez bankacıların ve dünya liderlerinin bu iki toplantının sonuçlarını uzun süreli değerlendiremeyecekleri bir noktaya taşındı. İki ülke arasındaki ticaret savaşı, Çin’in ABD’ye yönelik yeni vergi planları yaparken ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’e yönelik yeni vergiler getirmesiyle uzlaşma ortamından oldukça uzaklaştı. Trump’ın 110 milyar dolarlık Çin mallarına getirdiği yeni vergi paketi, yatırımcıların 1 Eylül’den önce ödenmesini ümit ettikleri tazminat konusundaki umutlarını yok etti. Ticaret görüşmeleri sürecinde en son ABD Başkanı Donald Trump, Çin’in Amerikan ürünlerine getirdiği ek gümrük vergilerine misilleme olarak, bu ülkeye yönelik gümrük vergilerini yüzde 5 artırdıklarını duyurmuştu.
Trump, ABD’nin her yıl, Çin üzerinden yüz milyarlarca dolar kaybettiğini ve bunun bir sonu olmadığını, önceki ABD yönetimlerinin buna izin verdiğini öne sürmüş kendisinin böyle bir ticari ilişkiye izin vermeyeceğini belirtmiş, “Adil ticareti sağlamak için bu çok adaletsiz ticari ilişkiyi dengelemeliyiz. Çin, 75 milyar dolarlık Amerikan ürünlerine yeni gümrük vergileri getirmemeliydi” ifadesini kullanmıştı.
DÜNYA EKONOMİSİ ZARAR GÖRECEK
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), ABD ve Çin arasında yaşanan ticaret savaşının derinleşmesi ve korumacı ekonomik tedbirlerin tekrar yürürlüğe girmesi halinde dünya ekonomisinin bundan zarar göreceği uyarısında bulunurken, Türkiye’yi bu durumdan an fazla zarar gören ülkeler arasında gösterdi. OECD, 2060 yılına kadar olası ekonomik senaryolarla ilgili raporunu yayınladı. Rapora göre, serbest ticaretten geri adım atılıp, 1990’lı yılların gümrük tarife oranlarına geri dönülmesi halinde dünya genelinde uzun dönemde yaşam standartları yüzde 14 düşecek. OECD raporu, bu durumdan en çok etkilenen ülkelerde ise yaşam standardının yüzde 15 ile 25 arasında düşüş göstereceğini ortaya koydu. Raporda, 2060 yılına kadar gayri safi yurtiçi hasılaya olumlu etkisi açısından serbest ticaretten en fazla faydalanacak ülkeler içinde Türkiye ilk sırada yer alırken, İsrail ikinci, Güney Kore üçüncü sırada yer aldı.
JACKSON HOLE ZİRVESİ NEDEN ÖNEMLİ?
Her yıl ağustos ayında dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerinin merkez bankacıları ABD’nin Wyoming Eyaleti’nde yer alan Jackson Hole Vadisi’nde bir araya geliyorlar. ABD Merkez Bankası FED’in Kansas şubesinin düzenlediği sempozyumun orijinal adı ‘Jackson Hole Ekonomi Politikaları Sempozyumu’. Aslında Kansas Fed 1970’li yıllarda benzer bir toplantıyı Kansas’ta gerçekleştiriyordu. Önemli ülke merkez bankalarının bazı politika değişikliklerini zaman zaman bu toplantılarda duyuruyor olması, özellikle son küresel krizden bu yana tüm dikkatlerin bu sempozyuma çevrilmesine yol açmakta.
TRUMP YÖNETİMİNİN HEDEFİNDE NE VAR?
ABD, Çin’i fikri mülkiyet haklarını ihlalle suçluyor. Çin’in ulusal şirketlerini sübvansiyonlarla destekleme politikasını haksız rekabet doğurması nedeniyle değiştirmesini istiyor. ABD ayrıca 420 milyar dolarlık ticaret açığını kapatmak amacıyla Çin’in daha fazla Amerikan malı almasını istiyor. İhracat ile ithalat arasındaki farkı ifade eden dış ticaret açığını kapatmak Trump’ın ana politikalarından birini oluşturuyor.
YUAN SON 11 YILIN EN DÜŞÜĞÜNDE
Amerika Birleşik Devletleri ve Çin arasındaki ticaret savaşının şiddetleneceği yönündeki endişelerin etkisiyle Çin Yuan’ı yüzde 1 değer kaybederek dolar karşısında son 11 yılın en düşük seviyesine geriledi. Büyük bir destek noktası olarak görülen 7’yi kıran Çin yuanı, Amerikan doları karşısında 7.1097 seviyelerine kadar düştü. Ticaret savaşının farklı sektörlere yayılacağı yönündeki korku yatırımcıların güvenli limanlara yönelmesine sebep oldu. Japon yeninin son yedi ayın en yüksek seviyesine çıktığı görüldü. Yen, Amerikan doları karşısında 105.94’ten işlem görüyor.
ABD’NİN AB’YE İHRACATI 574.5 MİLYAR DOLAR
CNBC’ye konuşan uzmanlara göre ABD, AB ile bir ticaret savaşına tutuştuğu takdirde Çin ile yaşanan ticaret savaşına göre daha büyük bir kayba uğrayacak. Berenberg ekonomisti Florian Hense “2018 rakamlarıya ABD ve AB arasındaki mal ve hizmet ihracatı, ithalatı, ABD ile Çin arasındaki ticaretten yüzde 70 daha fazla. ABD-AB ticareti açık ara ile dünyadaki en büyük ikili ticaret hacmi” diye konuştu. ABD Ticaret Temsilci Ofisi’nin verilerine göre ABD 2018’de Avrupa Birliği’nden 683.9 milyar dolar tutarında mal ithal, aynı dönemde Çin’den ithalat 557.9 milyar dolar oldu. ABD’nin Avrupa’ya ihracatı 574.5 milyar dolar olurken, Çin’e ise sadece 179.2 milyar dolar tutarında ihracat yaptı. Karar