Çin’in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türklerine ve diğer azınlıklara uyguladığı baskı politikalarına ve bölgedeki toplama kamplarına yönelik resmi belge ortaya çıktı.
Sincan Uygur Özerk Bölgesi‘nde yaşananlara ilişkin Çin yönetimine ait 403 sayfalık resmi belge basına sızdırıldı.
New York Times tarafından yayımlanan belgede, Çin yönetiminin, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki güvenlik birimlerine, nasıl hareket etmeleri gerektiğine dair verdiği detaylı talimatlar dikkati çekti.
“Asla merhamet gösterilmesin”
Belgenin en az 200 sayfasında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve diğer Çinli yetkililerin, bölgedeki Uygur nüfusunun kontrolü ve aralıksız denetim yapılmasına ilişkin talimatları yer alırken, İslam’ın yayılmasını önlemek adına önlem alınması uyarısında bulunuluyor.
Şi, dokümanda, 11 Eylül saldırısı sonrası ABD’nin “terörle savaş” politikasını örnek alarak, bölgede yaşananları “terörizmle mücadele” olarak tanımlarken, güvenlik birimlerine “asla merhamet gösterilmemesi” talimatı veriyor. Belgede diğer yetkililerin de toplama kamplarını ve keyfi tutuklamaları meşrulaştıran yorumları yer alıyor.
“Radikallik virüsüne karşı tedavi”
Belgede, yurt dışında eğitim alıp dönen Uygur gençlerinin yakından takip edilmesi ve ailelerinin nerede olduğuna ilişkin sorularına, “Çin devleti tarafından açılan eğitim okullarına götürüldükleri” cevabının verilmesi isteniyor.
Gençlere, “Ailelerinin suçlu olmadığı fakat radikallik virüsüne karşı tedavi edildikleri ve eğitim aldıklarının” söylenmesi talimatının yer aldığı belgede, aynı aileler için “icaplarına bakılacak ve cezalandırılacak” ifadesi yer alıyor.
“Uygur Türklerinden Çin ve Komünist Parti’ye bağlı yeni bir jenerasyon oluşturma” politikası kapsamında, Sincan’daki gençlerin ülkenin diğer bölgelerindeki üniversitelere gönderildikleri ancak bu öğrencilerin Sincan’da yaşananları daha aktif bir şekilde savunmaya başladığı tespiti paylaşılıyor.
Belgede, “Üniversite zamanında sosyal medyada belirli bir çevreye ulaşan bu öğrencilere, WeChat, Weibo ve diğer sosyal medya platformlarında yaydığı yanlış bilgilerin etkisi geniş ve müdahale edilemez oluyor.” ifadesi kullanılıyor.
Bu duruma karşı tedbir alınmasının önemine işaret edilerek, Sincan’daki güvenlik yetkililerinden sivil kıyafetlerle bu öğrencilere yaklaşmaları ve kuralların önemini hatırlatmaları isteniyor.
“Suriye ve DEAŞ’tan bahsedin”
Belgede, ailesinin nerede olduğunu sormaya devam eden gençlere, Suriye’nin durumu ve DEAŞ’in verdiği zararlardan bahsedilmesi, aile üyelerinin durumlarının iyi olduğunun ve bu konuda Çin hükümetine teşekkür etmeleri gerektiğinin söylenmesi talimatı veriliyor.
Bu gençlere, ailelerinin tutuldukları eğitim kamplarında puanlama sistemi olduğunun ve davranışlarının ailelerinin puanını düşürerek kamplarda daha fazla kalmaları ihtimalini artırdığının ifade edilmesi isteniyor.
Belgede, “Bu öğrencilere, devlet kurallarına uymaları, yanlış bilgi yaymamaları ve dedikodulara inanmamaları gerektiğini belirtin. Bu şekilde, ailelerine ekstra puan kazandırabileceklerini ve böylelikle belirli standartların sağlanması durumunda aile fertlerine ulaşabileceklerini söyleyin. Ailelerinin yokluğu nedeniyle ortaya çıkan finansal sorunları Çin devletinin karşılayacağını ve içinde bulundukları zorlukları aşmalarında yardımcı olacaklarını vurgulayın.” ifadeleri kullanılıyor.
Çin’de faaliyet gösteren bir insan hakları örgütü sızdırdı
Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde uygulanan baskı politikalarını meşrulaştıran daha birçok talimatın yer aldığı belgenin, Çin’de faaliyet gösteren bir insan hakları örgütü tarafından ele geçirildiği ve New York Times’a verildiği belirtildi.
Çin’in Sincan’daki baskı politikası
Çin’de son yıllarda Uygur Türklerinin yaşadığı Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde eğitim merkezi adı altında faaliyet gösteren kamplar ile Uygurların kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyine üye 22 ülke, temmuz ayında Çin’in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik muamelesine eleştiri ve kitlesel gözaltıların durdurulması çağrısına yer verilen bir mektubu imzalamıştı.
İnsan Hakları İzleme Örgütünün raporunda, son 2 yılda Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde çok sayıda kişinin “önleyici polisiye tedbir” adı altında suçsuz yere alıkonulduğu ve siyasi bakımdan tehlikeli olarak değerlendirilen bireylerin herhangi bir yargı kararı olmaksızın toplama kamplarına gönderildiği belirtilmişti.
BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken, Çin şu ana kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi. Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini geri çeviriyor. aa